Biri bana acilen açıklasın(!)
Olympiakos maçlarına çıkan ve elenen Fenerbahçe’nin başında İsmail Kartal mı vardı?
Peki ya ligde toplamda 2 puan alınan son deplasman maçlarında kim forvet oynuyordu?
Dün akşam Galatasaray’ı deviren Fenerbahçe ile ligde şampiyonluğu elinin tersiyle itmeye çok yaklaşan Fenerbahçe arasındaki fark neydi?
‘ŞAMPİYONLUK SARHOŞLUĞU’
Tanıştırayım arkadaşlar; insan psikolojisi… Futbol ile hayat birbirinden ayrı olan şeyler değil. Bu nedenle futbolda da -ya da sporda da- herkes ruh, beden, zihin ve yüreğiyle oynuyor veya oynayamıyor.
Beden makinemizi çalıştıran pek çok temel unsur var. Ancak bunlardan en merkezde olanlardan biri tabii ki psikoloji… Trabzonspor’la oynanan olaylı maçtan sonra yaşananlar nasıl Fenerbahçe’yi etkilediyse; dün akşam da ‘1 puanı korumaya çalışan şampiyonluk sarhoşu’ Galatasaray da öyleydi. Futbolcular sadece sahada fiziksel olarak varlardı…
NEDEN İYİ, NEDEN KÖTÜ?
Bu öylesine bir sarhoşluktu ki -ama karşılarında da Fenerbahçe zaferi o kadar çok istedi ki- Galatasaray 2 yıla yakın bir aradan sonra RAMS Park’ta mağlubiyet gördü. ‘Aldığı’ şampiyonluğu da son haftaya bırakıp riske etti.
Fenerbahçe’nin iç sahada bu sezonki negatif durumları malumunuz… Buna rağmen son düzlüğü dek deplasmanlarda çok iyi geldiler. Neden? Çünkü iç sahadaki kolektif taraftar baskısı, dış sahada yok… Tıpkı dün Galatasaray karşısında RAMS Park’a ‘beklentisiz’ çıkmaları gibi…
BİLİNÇLİ BİR ODAK VE İNANÇ ŞART…
Sarı lacivertliler senelerdir pek çok farklı branşta istikrarlı bir şekilde ilerleyip başarılarına başarı katıyor. Ancak futbolda başta TFF ve MHK olmak üzere yaratılan negatif ortama ilave olarak Fenerbahçe taraftarları -bazen de yönetim, teknik heyet ya da futbolcuların- psikolojilerini koşulsuz ve beklentisizce başarıya odaklamakta; her şeyin yolunda gideceğine dair bilinçli bir odak geliştirmekte problemler yaşıyor. Zaten tüm bu parametreler sağlandığında, istikrarlı şekilde korunduğunda herkes yalnızca kendi işini yapıyor ve başarı da eğlenceli şekilde kendiliğinden geliyor.
UZUN YILLAR GEÇMEYECEK YARA İZİ…
Kendi özel ve iş hayatını bilinçli bir farkındalıkla yaşayan Fenerbahçeli okurlar, neler anlatmaya çalıştığımı hissedeceklerdir. Bu bahsettiğim negatif alanı gittiğim çoğu maçta her daim Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yaşamaktan -senelerdir- yoruldum.
Eğer bu bilinç sıçramasını yapabilirse; Fenerbahçe’nin yolunun açık olacağını düşünüyorum önümüzdeki seneler için… Galatasaray’ın ise net bir şekilde şampiyonluğa ulaşsa dahi mental olarak uzun yıllar silinmesi zor bir yara izi aldığı aşikâr…